RAHİM ENERJİSİ (SON)

          Rahim ve Rahman; sezgiyi, uyumu, işbirliğini, şefkati ve yaratımı ve yeni başlangıçları temsil eder. Rahimi korunan, Rahmanı ise koruyan olarak belirtmiştik ve bu durumda kendi ilahi özelliklerinin farkına varmış kadın ve erkek bir araya gelirse bu muhteşemdir kendi enerjilerini daha da güçlendirerek açığa çıkartırlar. Rahim, Rahmanla tamamlanır demiştik. Son konu da Rahim aynı zamanda derin travma hafızasını da temsil eder. Yani fiziksel ve enerjisel olarak hem kendi çocuklarımızın potansiyelleriyle hem de annemizin ve hatta onun annesinin rahimleriyle genetik olarak bağlantılıyızdır.

          Yani bugün yaşadığımız her şey bugüne aitmiş gibi görünse de aslında kolektif bir bütündeki yaşanmışlıkları temsil eder. Yaratım, suyla başlamıyor muydu? Su ise dişil olanı simgeler, ‘Su’ bilgidir. (Enbiya suresi 30) da geçen “Biz her canlıyı sudan yarattık”  ayeti, fizyolojiyi ve dünyanın bilgisini temsil eder. Çünkü bu su, yalnızca H2O değil, ruhun anneden genetik olarak geçen ilk ışık bilgisidir ve bu böylece mitokondri ile nesilden nesile aktarılır, anne sadece genetik değil aynı zamanda tüm kozmik bilgininde aktarıcısı ve kaynağıdır. Tüm bilgi sadece anneyi anlayarak açılabilir.

          Mitokondriler hücrelerin enerji ocaklarıdır ama sadece bu değil çok daha fazlasını temsil eder. Mitokondriyal DNA’yı yalnızca anneler iletebilir. Bir bebekteki genetik mitokondriyal bilgi, doğrudan annesinden gelir ve bu bilgi, ta en başa, ilk anneye, yani Kur’an’da “Nefs-i Vahide” olarak geçen, Nefs-i Vahide’nin niteliği konusunda “insanlık özü”, “canlı öz”, “cevher”, “suda oluşan ilk hücre” olduğu gibi çeşitli görüşler ileri sürülmüştür. Yaratılışın öz dişil varlığına kadar izini taşır. Tarotta Azize kartı rahmin bu bilgeliğini, Reansuh’ta ise “Yılanın Kuyruğunu Isırması” sembolünde bir dairesel akış şeklinde gösterilir. ‘Başlangıç ve Son’ , dişil ışıkta birleşir. ‘Kadın ve Rahim’ , Reansuh’un kozmik bilgeliğinde, evrenin yaratım gücünün ve insanın ruhsal yolculuğunun merkezinde yer alır ve insanın varoluşsal dengesini sağlar.

          Mitokondri sadece enerji üreticisi değil tüm genetik mekanizmanın ışığında kutsal aktarıcısıdır, tüm enerjisel alanımızı aktive eder. Yani bedenimizin kendi içinde fizyolojik, hormonal, enerjisel olarak ayrıca hipofiz bezi, tiroit, yumurtalıklar ve böbrek üstü bezleri gibi endokrin organlarıyla da birlikte muhteşem bir dengesel ağı vardır.

           Kısaca biz kadınlar olarak ne kadar güçlü bir enerji taşıdığımızı ve bireysel olarak frekansımızın tüm dünyayı etkileyecek bir kapasite de olduğunu çünkü zaten dünyanın bilgisini, içimizde taşıdığımızı düşünürsek, doğru yaratımla her şeyi değiştirme kapasitesine sahip olduğumuzu ve bunun sonucunda bilginin anlaşılıp daha da farkında olmamıza ve açılmasına niyet ediyorum. Ata erkile evrilen rahim enerjisinin yaratma gücünün düştüğü modern dünyamızda daha önceki bölümlerde belirttiğim gibi günümüzdeki savaşların, kargaşanın , kaosun da sebebinin olduğu aşikar. Sevgiyle bu yolun açılmasına ve yaratım gücümüzün  farkına vararak önce kendimize sonra bütünün en yüksek hayrına olması tekrar yaratım için tüm güzel enerjilerin bize geri dönmesine niyet ediyorum ve öyle de oldu…!

Sevgiyle kalın…

                                                                                             Arzu SEZGİN