DÜNYADA YENİ BİR DOĞUM VAR
- ZELİHA SEVİNÇ
- 1 Haz
- 5 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 1 Haz

Uzun bir süredir enerjisel bazda bir şeylerin değişiyor olduğunun bir çoğumuz farkındayız. Kendimize, kendi yaşamımızda olanlara ve çevremizde olup bitenlere baktığımızda bunu rahatlıkla görüp ancak adlandırmakta zorlanıyor olabiliriz. ''Gökte ne varsa yerde de o var, dışımızda ne varsa içimizde de o var'' bir bütünün parçasıyız her birimiz sadece kendimizi gözlemlediğimiz dahi dışımızda olan değişimin büyüklüğü okuyabiliriz. Biz en uzağımızda olan gezegenlerin, gökyüzünün ağır topu dediğimiz gezegenlerin burç ve yer değişimlerinden başlayalım dilerseniz okumaya.
Neptün 14 yıldır Balık burcunda seyahat ediyordu. Neptün bizlerin hayalleri, umutları, bilinçaltı, bilinç dışı noktalarımız, uçakların kara kutuları gibi bizlerinde kara kutusunu anlatan bir gezegen. Neptün sadece bizleri değil aynı zamanda kolektifi de anlatan bir gezegendir. Bu nedenle onun her hareketi hem bizlerde hem de toplumsal konularda etki almamıza neden olur. Neptün bu konuda yalnız değil elbette ki Uranüs ve Plüton’un da kolektif gezegen olduklarını belirtmeliyim.
Şimdi o büyük değişimlerin gelişine sırasıyla değinelim. 2025 yılının Ocak ayında Plüton’un Kova burcuna geçişiyle insanlığı birlik olmaya çağıran bir etkiyi hissetmeye başladık. Büyük hareketler, kitlelerin birlik olarak var olan düzende olması gereken gibi olmayana karşı duruşu. Benim haklarım derken benim hakkım gibi bir diğerinin de hakkını gözetmeliyim. Kendi sınırımı belirlediğim gibi bir diğerinin sınırına da özen göstermeliyim. Bu Kova etkisiydi aslında gökyüzü etkileri bize Plüton’un Kova geçişinden önce pandemi sürecinde; Satürn’ün Kova geçişiyle hazırlamaya başlamıştı gelecek olan yeni düzen eğitimlerine. Bizi orada eğiten ve hazırlayan öğretmenimiz Satürn’dü.
Gökyüzünde hiç bir şey sebepsiz olmaz tıpkı yer yüzünde olmadığı gibi. Bir etki alırız ve biz bunun adını koymakta zorlanırız, bir şeyin içinde gidiyorum ama ben nereye gidiyorumu bile sorgulamamız zaman alır. Çünkü hiç bir şey bir anda olup bitemez bir sürece ihtiyacı vardır, olup, olgunlaşıp buluşabilmemiz için.
Biraz geriye gidip anlatıyorum ancak bu taşların döşenmeye başladığı zamanlardan durumu değerlendiren olmak önümüzdeki sürecin de daha iyi olarak değerlendireni olmamız için.
Neptün’ün 14 yıllık Balık burcu sürecinde biz zanlarımızla oluşturduğumuz bir dünyanın içinde ilerliyorduk. Bir rüyanın içinde kendi rüyamızı yaratan olarak. Bir şeyler yapıyorduk öyle olduğuna inandığımız, öyle olduğunu savunduğumuz, öyle olduğunu düşündüğümüz minik minik dünyaların içinde yol alıyorduk. Plüton Kova bir sarstı, birlik olmaya çağırdı o bütünün bir parçasısın dedi. Dışımızda izlediğimiz o grupların birlik olarak bir şeyleri dönüştürmeye çalışması gibi bizlerin de içinde hareketlenmeler olmaya başladı. İçimizdeki parçalar toplanıyor ve artık kendi hayatının devrimini yapmalısın sinyallerini sert sert bize gönderiyordu. Neptün’ün 14 yıllık sürecinde neleri kendi zannımızla yaşadığımızın, farkına varmadan yarattığımız rüyanın bir rüya olduğunun farkına varmaya ve geçtiğimiz haftalarda Neptün’ ün Koç burcuna geçişiyle uyanmaya başladık.
Neptün’ün ardından Satürn’de Koç burcuna geçti. Geldi bizim hayat öğretmenimiz bizi yeni sürece hazırlamaya geldi. Satürn karmanın efendisi, zamanın lordu ünvanını boşuna taşımıyor. Geçmişteki bizin oluşturduğu olumsuz karmaların hesabını önümüze sererken, bak burada bunu yapmıştın veya böyle söyleyip böyle düşünmüştün şimdi önüne bunu getiriyorum ki hatırla burada değiştirip dönüştürmen gereken var mı bir bak derken kimi için de burada buna çok sabrettin, onu yapmak zor olsa da sen elini o taşın altına koyma cesaretini gösterdin hepsini gördüm bak şimdi bunların neticesinde senin önündeki yolu nasıl kolaylaştıracağım diyor. Bir taraftan bize sert yüzleşmeler yaşatırken bir taraftan da yeni sürecin eğitimlerini alttan altan veriyor. Çünkü Balık burcuyla hayatlarımızın bir evresini kapattığımız ve yeniye doğru yol aldığımız bir sürecin içerisindeyiz. 2026 Haziran’dan sonra bunu çok daha net anlayabileceğimiz bir tamamlanmanın içerisinde ağır ağır ilerliyoruz. Ağır ağır ifadesi biraz düşündürdü beni çünkü her şey ağır ağırmış gibi algılansa da bu bizim zannımız. Tam aksine zaman o kadar hızlandı ki aslında hızlı hızlı oluyor bir şeyler ve biz onu yavaşmış gibi algılıyoruz. Her istediğimizin hemen olmuyor oluşu sabırsızlandırıyor bizi. Bu Koç burcundan bize yansıyan bir sabırsız enerji işte tamda bu noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum. Çünkü bu Koç burcuna geçişler bizlere bu sabırsızlığı hissettirecek. Ve aceleyle hamleler yapmak isteyeceğiz, cesaret tamam, cesurca adım atacak gücü içimizde hissediyor oluşumuz da çok güzel. Ancak sabırsızlıkla acele aldığımız her karar bizim sonradan düşünmemize sebep olabilir.
Satürn burada bizim önümüze engeller çıkaracak, ilerlemek istedikçe ve engellerle karşılaştıkça belki sinirleneceğiz belki içimizden dışarıya yıkıcı öfkeler çıkıverecek, işte bunlar hep gölge yanlar önümüzdeki Eylül ayına kadar ve 2026 Şubat ayından başlayıp 2,5 yıl boyunca çalışacak bu enerjide buna çok dikkat edersek, Satürn’ün o kalıcı ödüllerini toplamaya hak kazanabiliriz. Hayatınızda neyi yeniden inşa etmek istiyorsanız; adım atmadan önce durup bir adım sonra bana bu ne getirir diye bir düşünün. Sonrasında önünüze çıkan engeller geçmişten mi geliyor bir bakın ve eğer sizin yapmış olduğunuz bir şeyse bunu dönüştürme yoluna gidin. Eğer dönüştürmezseniz engellerin boyutu artarak önünüze gelmeye devam edebilir. Eğer bu engeller sizin yapmış olduklarınızdan gelmiyorsa yılmayın mücadelesini verdiğiniz şeye ulaşmaktan. Çünkü orada sizi deniyor olacak ne kadar kararlı, ne kadar istekli, ne kadar kaçmadan ilerleyebildiğinizi deniyor çünkü. Zor da olsa zorluyor da olsa bu zorluktan kaçmak biraz zayıf ihtimal de olsa var. Emeğini verdiğinizin sizi nereye götürdüğünü tam olarak da bilmiyor olsanız dahi o verdiğiniz emeğin meyvesini illa ki yersiniz bundan emin olun yeter. 2026 Haziran ayına kadar sistemin bizden istediği de bu sen elinden gelen gayreti ve çabayı olması gereken gibi göster ve gerisini Yaratıcı’ya teslim et, onun gücünden emin ol diyor.
"Haziran ayında 1 yıldır İkizler burcunda ilerleyen Jüpiter burç değiştirip Yengeç burcuna geçiş yapacak. Geçtiğimiz Jüpiter İkizler sürecinde çok fazla bilgi paylaşımı oldu. İçinde güzel bilgilerin olduğu kadar yalan bilgilerinde olduğu bir süreçti. Bilgi kirliliği kadar çok fazla konuşma çok fazla dedikodu, çok fazla hırsızlık, trafikte, ticarette, yakın çevremizde, medyada, sosyal internet paylaşım alanlarında çok fazla konuyla karşılaştık. Bu çokluğun yanı sıra çok sıkıldık. Sabrımız azaldı mesela okuyamaz olduk. Odağımızı bir noktaya toplamakta zorlandık .Dikkatimizi başka yöne çevirecek çok şey oldu, aynı anda bir kaç şeyi yapmamız gereken durumlarla karşılaştık. Evet belki aynı anda bir kaç şeyi yapabiliyorduk ancak hiç birini tam yapamıyor olduğumuzu da hissetmiş olabiliriz .Bu arada tüm bunları Haziran ayında çok daha fazla hissedip yaşayacak olabiliriz. Kendinizi kötü hissetmeyin sadece odağınızı yaptığınız o an neyse ona yöneltmeye çalışın. Mesela araç mı kullanıyorsunuz sadece yolunuza odaklanın çünkü o anda telefonunuz veya yanınızda oturan ya da o uzun süredir susturmakta zorlandığınız zihniniz gibi odağınızı başka yöne çekmeye çalışacak olabilir. Eğer odağınızı başka şeylerin dağıtmasına izin verirseniz sizi hataya sürükleyebilecek. Siz bunun farkında olup yakalarsanız bu örnekteki gibi toparlanıp hata veya yanlışa düşmekten uzaklaşabilirsiniz. Jüpiter’in İkizler burcundan çıkmış olması bizim odağımıza alıp büyüttüğümüz konulardaki odak noktamızı başka bir alana yöneltiyor olsa da diğer bir büyük gezegen olan Uranüs İkizler burcuna geçtiğinde yine bu İkizlerin başlığında toplanan konularımız başka bir formuyla karşımıza gelecek.(Uranüs’ün İkizler geçişini ayrı bir yazıda daha detaylıca paylaşmaya niyet ediyorum.)
Jüpiter’in Yengeç burcuna geçişiyle yoğunlukla yaşadığımız konularımız değişecek az sabır diyorum. Geçişten sonra bir yıl boyunca ev, evle ilgili konular, yer değişiklikleri, taşınmalar, tadilatlar, ev, emlak, arsa, miras konuları, aile içi konular, baba evimiz, aile kökleri ve atalarla ilgili konularda hareketleneceğiz. Bireysel olarak yaşamlarımızda bu alanlar hareketlenirken toplumsal olarak da vatan, vatan toprağı, millet ve halkı ilgilendiren konular ki bu tüm dünyada gözlemlenirken ülkemizin haritasında yükselen burcu Yengeç olduğu için bizim ülkemizi çok yakından ilgilendiren etkiler alacağız. Biz bu etkileri almaya zaten başlamıştık geçtiğimiz aylarda yeni başlayan 2025 yılıyla beraber daha bir görünür olarak yaşamış olduğumuzu da görebiliyoruz artık.
Tüm dünyada bir çok şey değişiyor çünkü dünyanın yeni bir doğuma ihtiyacı var. Yenilenmeye ihtiyacı var .Bu doğum kolay olmayacak elbette ki ama sonu güzel olacak.
Yavaş yavaş Koç burcunda toplanmaya başlayan ağır toplar yeni bir doğum gibi, bir bebeğin dünyaya gelmesi gibi yeni bir doğuma doğru hazırlıyor, eğitiyor bizleri. Doğum başlayacak ve bizlerin içinden geçtiği süreç belki sancılı bir süreç olsa da sonunda doğacak olanı düşününce o sancının ne kadar gerekli olduğunu hatırlatalım kendimize. Hatırlatalım ki gölgede çalışan kurban psikolojisin içinde bulmayalım kendimizi. Her şeyin bir süreç olduğunu ve bizlerin de bu süreci oluşturan birer parçası olduğumuzu hatırlayalım. Bizler çok değerli bir zamanın içerisinden geçiyoruz aslında ve bu zamanın şahidi olan olduğumuzu bilmek bile çok değerli.
Kendi hayatlarımızdan kendimizden yeni bir ben doğurduğumuz bu sürecin hepimiz için kolaylık ve keyifle geçmesini diliyorum.
Zeliha SEVİNÇ
コメント