top of page

ŞANSLI PARS

Güncelleme tarihi: 20 saat önce


ree

Yine günlerden cuma olmuştu ne çabuk. Pars yola çıkmak üzereydi. "Her şeyi aldım mı?" acaba deyip ceplerini yokladı, tam o sırada balkonda bekleyen kuşları gördü. Geri döndü. O sırada annesi çoktan başlamıştı söylenmeye, "Oğlum niye geri dönüyorsun? İşlerin rast gitmeyecek". Pars "Şu kuşları besleyeyim anne aklıma takılır sonra" dedi. Annesi "Oğlum her taraf kuş pisliği, ne yapacaksın şimdi kuşları?'' dedi. Annesi de haklıydı Parsın. Aklına geldikçe temizlemeye çalışıyordu ama attığı sıcak sulardan alt komşuda rahatsız oluyordu. O da haklıydı tabii ki.


Pars'ta ne yapsın komşuyla tartışmamak için yağmurları bekliyordu. Her yağmur yağdığında balkon aklına geliyor, bir koşuda gidip balkonu temizliyordu. Özellikle kış geldiğinde kuşların haline çok üzülüyordu. Anne bak biz sıcacık bir yuva bulmuşuz onlar soğukta birde karın derdinde diyor annesinin kalbini yumuşatmaya çabalıyordu.


Zaman geçtikçe annesi de hak vermeye başlamıştı Pars'a. Hatta kuşlardan birine isim bile takmıştı. Pars annesini 2. kez öpüp dışarı çıktı, ne yapsın annesi de bütün gün evi temizleyip didinip duruyordu, hem herkesi mutlu etmek için biraz da emek gerekmiyor muydu?


Pars arabayı çalıştırdı. Sabah kahvaltısını henüz yapmamıştı. Çok erken bir saatti, bir şeyler almak için markette durdu, bir kahve ve bisküvi aldı, yolda yerim diye düşündü. Arabasına bindi, kontağı çevirdi ama market yolunu kapayan dört tane güvercin çıkmasına izin vermiyordu. Pars böyle durumlarda hep yavaşlar hepsi tam mı diye sayardı. Nerede bu dördüncü diye arabayı durdurmuşken önünden kocaman bir tır hızla geçti ve o sırada Dördüncü güvercinde arabanın yanında belirdi. Pars "Aa ne kadar şanslıyım" dedi içinden "iyi ki güvercini beklemişim".


Pars arabanın menzilini kontrol etti ve yola koyuldu. Rahat rahat gider gelirim dedi ve gaza yüklendi. Arabanın öndeki aracı takip sistemini de açtı. Pars bu sistemlerin iyi tepki verdiğini düşünürdü hep. Eğimli bir yoldan aşağı doğru gidiyordu ki önündeki araba yavaşlayıp kenara çekti. Pars'ın da sürati hızla düşünce aniden önündeki keskin dönmeci fark etti. Ama korkacak bir şey yoktu zaten sürati düşmüştü. Önündeki adam birden durunca tam ona kızacakken ne şanslıyım dedi iyi ki adam durmuş deyip ona teşekkür etti içinden.


Okulun ilk dersine yarım saat kala derse yetişmişti, bir çay ve simit alıp kantinde dersi beklemeye koyuldu. Hemen yanına bir kedi geldi. Onun paçalarına sürünüp kendini Parsa sevdirdi ve gözden kayboldu.


Pars hukuk dersine girdi, derbeder hocası yine kapıda görünmüştü, biraz sonra yine o şom ağzını açacak, şöyle yaparsanız böyle olur, yok böyle yapmazsanız başınıza şöyle şeyler gelir deyip bütün negatif olasılıkları var gücüyle sayacak onları kendi başından geçen olaylarla taçlandıracak sınıfta soğuk hava esene kadar bütün enerjiyi içine çekecekti. Sahi ya ne kadar başına kötü şeyler geliyordu hocanın, geçen hafta başıma ne geldi deyip lafı açıyor, konu konuyu takip ediyor, müthiş bir akıcılıkla dersin sonuna kadar geliyordu. Dersin son üç dakikası ise hep hayatta sahip olduğu şeyler için şükür ediyordu hocası. Öğrencilerine de bu tutumu benimsetmeye çalışıyordu.


Pars'ında hep bu bitiş kısmı hoşuna gidiyordu, şükür hocam ne şanslıyız...


Aydın YAKUPOĞLU

Comments

Rated 0 out of 5 stars.
No ratings yet

Add a rating

Mart

1/2
bottom of page