RAHİM ENERJİSİ İKİNCİ BÖLÜM

          Rahim enerjisini ilk 8 Mart Dünya kadınlar günüde yazmış devamını getirmeyi nisan ayında hedefliyordum ama ülkemde öyle şeyler oldu ki, olmaya da devam ediyor, tam da sanki yazdıklarımı doğrularcasına. İçimizde böyle bir gücün varlığını keşfetmek için, Rahman ve Rahim enerjisini anlamak demek şu anda dünyada olan her şeyin nedenini de çözmek demek aslında bu kadar da önemli. Hatta ben böyle yazdığımda heyecanlanıyorum çünkü bu kadar değerli bir bilgiyi anlatabilmek için nasıl yapmalıyım soruyorum kendime? Ve deniyorum..

          Şefkatin, uyumun, işbirliğinin, önsezinin ve gücün kaynağı RAHİM. Rahim enerjisinin gücü bu sayfalara sığmaz elbette ama bu gücü özellikle bugünlerde hatırlamakta fayda var. Fiziksel ve zihinsel anlamda da içinde yeni başlangıçların şekillendiği, kararların, ilişkilerin yeni projelerin kaynağıdır Rahim. Bu sınırsız kaynağın gücünü kullanmak için, kilidi açmak gerekiyor ki gücümüzü kullanabilelim.

          Şimdi ben cümleleri yazarken sadece bu güç kadınlarda mı var tabii ki hayır. Erkeklerde de Hara adını verdiğimiz enerji adıyla bilinir. Göbek deliğinin üç parmak altında.  İşte eril ve dişili dengeleyen kişinin kendini şifalandırmasını sağlayan Rahim ve Hara… İlk bölümde yazdığım gibi Rahmimize fiziksel ve ruhsal olarak ne aldığımızın farkında olduğumuzda eril gücü de onurlandırmış olacağız. Aslında zıtlık gibi görünse de tamamlanmayı temsil eder. Çünkü Rahimin gücü tabi ki Rahmanla tamamlanır. Biz fark etmesek de her iki unsur kendi içinde dengeyi oluşturur ve tamamlanır.

        Hayat dediğimiz anda Rahman ve Rahim enerjinin bir araya gelişini anlarız. Dengenin unsurları olan bu birleşme, sonsuz tanımlar içinde buluşur. Gece gündüz, Yin Yang, Kadın Erkek, Geçmiş Gelecek gibi…. Maalesef ki dişilik kadının cinselliğinde sıkışmış durumda. Oysaki her şey rahimde başlıyor, rahim olmadan büyüme gerçekleşemez. Modern tıp her ne kadar döllenmeyi dışarıda gerçekleştirmiş olsa bile büyümesi için rahime ihtiyacı var. Beden bu dünyaya gelişimizin aracı olan rahimi taşıyor. Döllenme onunda yumurtanın etrafında 12 sperm buluşuyor, 13. İçeri giriyor, girdiği anda zar sertleşiyor ve bir gün boyunca hiç hareket olmuyor mucizeye bakar mısınız? Önce bir kabuk tutuyorlar sonra ikis ide yok oluyorlar ve TEKE DÖNÜŞÜYOR YANİ BİRE. Buradan tekrar yaratım başlıyor.

          Hep aklımıza gelen bir soru var. Bir erkeğin dişi tarafı var mıdır diye tabii ki vardır: 'İçindeki vicdan'. Şefkat, kollama, koruyuculuk, kapsayıcılık, yaratıcılık, üretme barındıran duygu dişidir. Bir erkeğin kadınlarla ilişkisi, iş hayatı, para ve paha ilişkisi, bedeni, annesi, geçmişi, bedeninin sol yanı dişil enerjisini anlatır. Diğer taraftan aynı anlatım kadınlar içinde geçerlidir. Aslında hepimiz Rahman ve Rahim’i varlığında idrak etmek için bu bedeni aldık. İnsan suresi ikinci ayet der ki;  ‘Doğrusu biz insanı imtihan etmek için karışık bir nutfeden (erkek kadın sularından) yarattık da onu işitici, görücü, yaptık’.

          Maalesef ki, kadın olarak rahim bilgeliğinden faydalanmayı bilmediğimizden günümüz koşullarında hayatta var olabilmek için, eril enerjiyi kullanmayı tercih ederek o kısmı aktif hale getiriyoruz. Benzer durumlarda erkekler de içlerinde ki dişil enerjiyi baskıladıklarından, duygularını bastırarak ana kaynakla bağlantılarını kesmiş durumdalar.

          Rahim ve Rahman’dan kopuş sayesinde savaşlar, ahlaki değerlerin çöküşü, toplumlar arasında bozukluk ve gittikçe de aile değerlerinin kaybolması yer alıyor. Oysaki neşenin ve yaratıcılığın kaynağı olan rahman ve rahimi anladığımızda kalbin sesi otomatik olarak açılıyor ve bunun sonunda içsel sonsuz bir neşeye, daha derin duygu ve düşüncelere, anlayışa ve muhteşem bir sevgi bağına sahip oluyoruz. İçinde derin bir sevgi bağını bulunduran hangi kişi bir canlıya zarar verebilir ki? Canlıdan kastım dünyanın içinde bulunan birlikte yaşadığımız tüm canlılar. Ve dilerim ki o derin sevgi bağını kitlesel eşiği aşarak kuantum alanda yaratalım. Ve öyle de oldu….

Arzu SEZGİN