EYLÜL’ÜN GETİRDİKLERİ
- AYNUR EGELİ UYSAL
- 3 Eyl
- 3 dakikada okunur

Kökten bir temizlik zamanı… İlişkilerde samimiyet, işte adalet, zihinde netlik ve bedende arınma. Eylül, bize hem bırakmayı hem de yeniden inşa etmeyi öğreten bir geçiş ayı olacak.
Eylül ayı, daha ilk haftasında çok güçlü bir tutulma ile başlıyor. 7 Eylül’de Purva Bhadrapada nakşatrasındaki tam Ay tutulması, hayatımızda gizli kalmış duyguları, görünmeyen gerçekleri ve bizi dönüştürmeye çağıran karmik süreçleri açığa çıkarıyor. Bu tutulma bir “ruhsal aynadır”. Kendi içimizde sakladığımız gerçeklerle yüzleşme, eski bağları bırakma ve hayatımızda artık işlevini yitirmiş olanı geride bırakma zamanıdır.
Kolektif düzeyde bu tutulma sağlık, şifa, ilaçlar ve doğayla ilgili meseleleri gündeme taşır. Fırtınalar, salgınlar, ani toplumsal çalkantılar görülebilir. Ama aynı zamanda derin bir şifa kapısı da açılıyor: meditasyon, ritüel, inziva ve şifa çalışmalarına yönelenler için çok verimli bir dönem.
Tutulmanın ardından 13 Eylül’de Mars’ın Terazi burcuna geçişi ilişkiler alanında farklı bir kapı açıyor. Bu dönem, kalplerin daha hassas, dengelerin daha kırılgan olabileceğini fısıldıyor. Ortaklıklar, dostluklar ya da evliliklerde duygular derinleşirken zaman zaman kıskançlık, rekabet veya güç çatışmaları da ortaya çıkabilir.
Ama Mars burada sadece gerginlik değil, aynı zamanda cesaret de getiriyor. İçimizdeki adalet arzusunu uyandırıyor, kendi değerimizi savunma gücü veriyor. Bu yüzden bu süreç, ilişkilerde kırılmaları değil, tam tersine daha dürüst, daha adil, daha gerçek bağlar kurmayı öğretebilir.
Sonuçta Mars Terazi’deyken kalplerimizin terazisi hassaslaşır; sevgiyle, anlayışla ve cesaretle dengeyi korumak elimizde.
14 Eylül’de Venüs’ün Yengeç’ten Aslan’a yolculuğu sırasında birkaç gün gandanta düğümünde olacak. Bu, kalbimizdeki eski bağların, alışkanlıkların ve bağımlılıkların çözülme zamanı. Bir şeyler kapanırken içimizde küçük fırtınalar kopabilir. Ama ardından Venüs Aslan’a geçtiğinde kalbimiz yeniden cesaretle, ışıkla ve özgüvenle açılacak. Önce bırakmayı, sonra parlamayı öğreten bir geçiş bu…Eylül sonuna doğru Venüs Ketu ile gittikçe yakınlaşıyor. Bu, ilişkilerde karmik bir sınav anlamına gelir. Eski sevgililer, kapanmamış duygular, geçmiş bağlar önümüze çıkabilir. İlişkilerde ani bitişler ya da kadersel karşılaşmalar görülebilir. Sanat, sahne ve estetik alanlarda yaratıcı ama geçici parlamalar yaşanabilir. Bu dönem, bizi “gerçek sevgi nedir?” sorusuyla yüzleştirecek.
15 Eylül’de Merkür kendi burcu Başak’a geçtiğinde, zihin berraklaşır ve ayrıntıları fark etme yetimiz güçlenir. Tutulmaların ardından gelen bu transit, yaşadıklarımızı daha net bir şekilde değerlendirme, olan biteni çözümleme ve düzen kurma fırsatı sunar.
Ancak bu yoğun analiz gücü bazen bizi ayrıntılara fazla takılmaya, her şeyi eleştirmeye veya kusur aramaya yöneltebilir. Bu nedenle, bu dönemde zihnimizi yapıcı şekilde kullanmak; eleştiriyi, düzen getiren bir bakışa dönüştürmek en doğru yaklaşım olur.
Yani Merkür Başak’ta bize hem netlik ve çözüm getiriyor hem de “fazla detaya takılmadan bütünü görme” dersini hatırlatıyor.
Eylül ayının ikinci yarısında Güneş’in Başak burcundaki yolculuğu, hayatımızda düzen ve denge arayışını öne çıkarır. Bu dönem, sağlığımıza dikkat etmek, günlük rutinlerimizi iyileştirmek, bedeni ve zihni arındırmak için güçlü bir fırsat getirir. Detoks yapmak, yaşam alanımızı sadeleştirmek ya da iş alışkanlıklarımızı yeniden düzenlemek için son derece verimlidir.
Ancak bu arayışın gölgesinde aşırı mükemmeliyetçilik yatabilir. Kendimizi ya da çevremizdekileri fazla eleştirmek, hatalara odaklanmak huzuru bozabilir. Bu nedenle Başak Güneşi’nin bize öğrettiği en önemli şey, kusursuzluğu değil, uyumu aramaktır.
16 Eylül-16 Ekim arasındaki dönem bize hem düzen kurma gücü verir hem de yaşamı daha sade, sağlıklı ve dengeli bir şekilde sürdürmeyi hatırlatır.
Eylül ayının ikinci tutulması, 21 Eylül’de Başak burcunda, Uttara Phalguni nakşatrasında gerçekleşiyor ve ilişkilerimizde, iş birliklerimizde ve hayat düzenimizde yeni bir sayfa açıyor. Hem bireysel hem de toplumsal düzeyde bağlılıklarımızı, verdiğimiz sözleri ve uzun vadeli sorumluluklarımızı yeniden gözden geçirmemiz için güçlü bir döneme işaret ediyor.
Uttara Phalguni, dostluk, birlik, yardımlaşma ve dayanışma ile ilişkilidir. Anlaşmalar, ortaklıklar, evlilikler ve yazılı-sözlü taahhütler bu yıldızın doğasında önemli bir yere sahiptir. Güneş tutulmasının burada gerçekleşmesi, hayatımızda “kime söz verdik, hangi bağlara sadık kaldık, hangi sorumlulukları üstlendik?” sorularını gündeme taşır ve bireysel olarak bize güçlü yenilenme fırsatları sunar:
İlişkilerde sadakat ve güvenin güçlenmesi, sağlam bağların daha da köklenmesi,
Yeni ortaklıklar, uzun vadeli iş birlikleri ve projeler için elverişli koşullar,
Beden ve zihin sağlığında iyileştirme, sağlıklı alışkanlıklar kazanma,
Yaşam düzenimizi daha verimli ve huzurlu hale getirme.
Kısacası, gerçekten kalıcı olan ilişkiler, projeler ve amaçlar bu tutulmayla daha güçlü bir zemine oturacak.
Toplum düzeyinde ise bu tutulma, hukuk, eğitim, diplomasi ve uluslararası ilişkiler alanlarında yenilik ve düzenleme enerjisi taşıyor. Yeni anlaşmalar, daha güçlü iş birlikleri ve toplumsal dayanışmayı artıracak düzenlemeler öne çıkabilir.
Unutmayın tutulma, ışığın gölgelenmesiyle birlikte içsel bir duraksama anı yaratır. Ancak bu gölge, kayıp değil bir yeniden doğuşun başlangıcıdır. Bu dönem, bizi yüzeysel olandan arındırıp gerçekten kıymetli olanı seçmeye çağırırken bize, sadakatin, sevginin ve sorumluluğun en büyük güç olduğunu hatırlatıyor. Bu, bir arınma ve yenilenme zamanı hem bireysel hem toplumsal düzeyde daha sağlam, daha güvenli ve daha bilinçli bir geleceğe doğru ilerleyişimizi destekliyor.
Bırakmaktan korkma… Çünkü bıraktığında yerini daha sağlam, daha gerçek ve daha ışıklı olana açıyorsun.
Her bitişin ardında yeni bir başlangıcın tohumu var. Dileyelim ki bu tutulmaların enerjisi hepimize arınma, yenilenme ve umut dolu yollar açsın.
Aynur EGELİ UYSAL
Yorumlar